TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında İTÜ Uydu Haberleşme ve Uzaktan Algılama Merkezi (UHUZAM) bünyesinde müsilajın görüldüğü tarihlerde indirilen yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ve ücretsiz erişilebilen uydu görüntüleri Marmara Denizi doğal havza sınırı kapsamında incelenecektir. Çalışmada belirlenen havzada oluşan arazi örtüsü/kullanımı (AÖ/AK) değişimine paralel olarak, kara-deniz etkileşimi irdelenecek olup, uydu görüntülerinden müsilaj kaplı alanlar tespit edilerek ve bu alanların batimetri ve akıntı yönleriyle ilişkisi ve yayılımı incelenecektir. Böylece, gelecekteki olası müsilaj tehdidi ile karşılaşıldığında uygulanabilirliği olan bir izleme ve denetim altyapısı modeli (mekanizması) geliştirilecektir.
Yürtücülüğünü Prof. Dr. Nebiye Musaoğlu'nun yaptığı proje hakkındaki detaylı açıklamayı aşağıda bulabilirsiniz.
Proje Başlığı: Bilgi Teknolojileri Kullanarak Marmara Denizi’ne Özgü Kirlilik Takip Sisteminin Altyapısının Oluşturulması Projesi
Proje Numarası: 121G142-TÜBİTAK 1001
Proje Yürütücüsü: Prof. Dr. Nebiye Musaoğlu
Özet: İnsan yaşamı ve çevre için önemli değere sahip olan su kaynaklarının izlenerek korunması büyük önem teşkil etmekle birlikte yüksek zamansal çözünürlükle küresel ölçekte izleme imkânı sunan uzaktan algılama veri ve teknolojileri bu amaç doğrultusunda kullanılan en etkili yöntemlerden biridir. Marmara Denizi bulunduğu coğrafi konumu ve dinamik yapısı nedeniyle birçok farklı faktörün etkisi altındadır. İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi ülkenin en kalabalık nüfusuna ve gelişmiş sanayisine sahip illerine kıyısı olan Marmara Denizi aynı zamanda Karadeniz ile Ege Denizi arasında İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile önemli bir geçiş yoludur. İç deniz özelliği taşımakta olup, kara kökenli gerek noktasal gerekse de yayılı kirleticilerle yıllar içerisinde kirlenmektedir. Yakın zamanda Marmara Denizi’nde görülen ve önemli çevre sorunlarına neden olan müsilaj Marmara Denizi ekosisteminde meydana gelen bozulmaların açıkça ortaya çıkmasına neden olmuştur. Müsilajın oluşum sebeplerinin araştırılması, müsilaj görüldüğünde zaman içinde oluşan değişiminin belirlenmesi, önlemlerin zamanında alınması, mümkün olduğunca çoklu parametrenin yer aldığı bir altyapı modelinin hazır olması ile mümkün olacaktır. Böylesine geniş bir alanda bilgi üretilmesi ve zamansal olarak takip edilmesi yersel çalışmalarla oldukça zor, maliyetli ve hepsinden önemlisi uzun zaman gerektiren bir çalışma ile mümkündür. Uydu görüntüleri, kısa sürede yüksek doğruluklu sonuçlar üretilmesine olanak sağlamaları nedeniyle önemli bir veri kaynağı oluşturmaktadır. Uydu görüntülerinden müsilaj etkisindeki alanların belirlenebilmesinin yanı sıra, deniz yüzeyindeki dağılımı, müsilajın oluşmasına etki edebilecek deniz su yüzey sıcaklığı (SYS), askıda katı madde (AKM), seki diski derinliği (SDD)ve klorofil-a değişimleri ile karada denize etki edebilecek arazi örtüsü/ kullanımı (AÖ/AK) değişimleri de belirlenebilmektedir. Marmara Denizi’nde müsilaj bulunduğu dönemlerde İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan denizel ölçmelerle uydu görüntüleri ilişkilendirilecek, müsilajın karakterizasyonundaki değişimler ortaya konulacaktır. Güncel uydu görüntüleri ile eş zamanlı yapılacak su kalite ölçmeleri ilişkilendirilerek güncel durum ortaya konulacaktır. Marmara Denizi’nin tek başına incelenmesi problemin ortaya konması ve çözüm önerilerinin getirilmesi açısından önemlidir. Ancak Marmara Denizi’ni etkileyen doğal havza sınırlarının belirlenerek kara-deniz etkileşiminin de ortaya konması çalışmanın sonuçlarının çözüme daha fazla katkıda bulunmasına olanak sağlayacaktır. Proje kapsamında İTÜ Uydu Haberleşme ve Uzaktan Algılama Merkezi (UHUZAM) bünyesinde müsilajın görüldüğü tarihlerde indirilen yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ve ücretsiz erişilebilen uydu görüntüleri kullanılarak Marmara Denizi doğal havza sınırı kapsamında incelenecektir. Çalışmada belirlenen havzada oluşan AÖ/AK değişimine paralel olarak, kara-deniz etkileşimi irdelenecek olup, uydu görüntülerinden müsilaj kaplı alanlar tespit edilerek ve bu alanların batimetri ve akıntı yönleriyle ilişkisi ve yayılımı incelenecektir. Böylece, gelecekteki olası müsilaj tehdidi ile karşılaşıldığında uygulanabilirliği olan bir izleme ve denetim altyapısı modeli (mekanizması) geliştirilecektir.